12 Ocak 2013 Cumartesi

Galatasaray, Sneijder ile anlaştı !


Wesley Sneijder için Galatasaray ile İnter arasında ön protokol imzalandığı belirtildi.

Türk futbolunun tarihi transferlerinden birine imza atmak üzere olan Galatasaray 'ın Inter ile ön protokol imzalayarak Wesley Sneijder 'i resmen “bağladığı” ortaya çıktı. Başkan Ünal Aysal'ın yürüttüğü transfer konusunda işini sağlama alan ve Inter ile 7.5 milyon euro bonservis bedeline el sıkışan Cim-Bom’un İtalyan kulübü ile “15 Ocak’a kadar G.Saray'ın isteği olmadan futbolcu başka bir kulübe satılamaz veya kiraya verilemez” şeklinde bir hafta süreli bir ön protokol imzaladığı öğrenildi.

Yıllığı 5.3 milyon Euro’yu buluyor

Sarı-Kırmızılılar’ın bu ön protokole cezai şart olarak 5 milyon Euro’luk tazminat maddesi koydurttuğu, Sneijder’in de G.Saray'dan 12 Ocak akşamına kadar süre aldığı ifade edildi. 12 milyon Euro’dan kapı açan Inter Başkanı Moratti'yi 1.5 yılda ödeme koşulu ile 7.5 milyona ikna eden G.Saray, Hollandalı stara da garanti para olarak yıllık 4.2 milyon Euro verecek. Futbolcunun tüm maçlarda oynaması halinde yıllık alacağı para maç başılarla yaklaşık 5.3 milyon Euro’yu bulacak.

Galatasaray Aalen Maçı 12 Ocak 2013

Galatasaray Aalen Maçı 12 Ocak 2013 bugün oynanacak Galatasaray Aalen  12 Ocak 2013 günü saat 14:30

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı Antalya Kampı"nda 2.ci hazılık maçını Almanya Bundesliga II ekiplerinden VfR Aalen  takımı ile yapıyor. Maç 12 Ocak 2013 Cumartesi günü öğleden sonra saat 14:30’da Antalya Mardan Stadyumu"nda start alacak.
Maç Bilgisi: Galatasaray – VfR Aalen 1921
Tarih Saat: 12.01.2013 / 14.30
Saha Mardan Antalyaspor Stadı

11 Ocak 2013 Cuma

Büyükşehir Bld. Az Alkmaar Maçı 11 Ocak 2013


Büyükşehir Bld. Az Alkmaar Maçı 11 Ocak 2013 Büyükşehir Bld. Az Alkmaar
Yeni sezona iddialı giren İstanbul Büyükşehir Belediyespor hazırlık çalışmalarını sürdürdü. Yeni sezon için 6 hazırlık maçı yapacak olan İstanbul Büyükşehir Belediyespor bu hazırlık maçlarından birini AZ Alkmaar ile yapacak.

Kuzey Güney 57.Bölüm 9 Ocak 2013


Kanal D'nin ilgiyle izlenen dizisi Kuzey Güney'in dün akşam yayınlanan bölümünde, Simay'ın striptiz barda yaptığı direk dansı hayal kırıklığı yarattı.


Dizide kalabalık bir grupla birlikte direk dansı yapan Simay'ın striptiz performansı beğenilmedi. İzleyiciler Simay'ın direk dansı yaptığı esnada striptiz kostümünü sürekli çekiştirmesini eleştirdi.

İntikam 2.Bölüm 10 Ocak 2013

Kızı Derin ise babasından koparılarak yetimhaneye gönderilir. Baba ve kız, bir daha birbirini göremeyecektir. Derin yalnız geçirdiği seneler içerisinde, babasının bir suçlu olduğuna inandırılır. Hapisteki Adil’inse, hayattan tek bir isteği kalmıştır. Kızı Derin’in, kendisinin masum olduğunu öğrenmesi. Adil, Derin’e, bütün gerçeği anlatmak için günlük yazar.

10 Ocak 2013 Perşembe

Beşiktaş Adanaspor Maçı Özeti Ve Golleri 11 Ocak

Beşiktaş Adanaspor Maçı Özeti Ve Golleri 11 Ocak oynanan maçta Beşiktaş Adanaspor maçının özeti ile ilgili detayları bulabilirsiniz.Beşiktaş Adanaspor Maçı Özeti internetaktif.com adresinden verilmiştir.
Beşiktaş Adanaspor Maç Özeti
Beşiktaş Adanaspor internetaktif adresinde youtube ile izlenmiştirBeşiktaş Adanaspor ,Beşiktaş Adanaspor maç özeti,Beşiktaş Adanaspor golleri,Beşiktaş Adanaspor geniş özeti,Beşiktaş Adanaspor bolca izlenmiş.



Kurtlar Vadisi Pusu 177.Bölüm 10 Ocak 2013


Maskeli Fedainin Pusat olmadığını, Pusat'ın sadece hem seyircilere hemde maskelinin düşmanlarına karşı bir yem olduğunu belirtmek istiyoruz. Balayı ve yılbaşı tatili sona eren Necati Şaşmaz, Maskeli Fedai (Polat Alemdar) rolü ile büyük bir ihtimalle bu bölümde karşımıza çıkacak.

Aynura Abdülhey'i neden vurdu? Maskeliyi götürmek isteyen Akif ve Aynura Cahit ve Abdulhey'e kafa tutacaklar. Aynura bunun neticesinde Abdulhey'i vuracak.

Maskeli Fedai'nin Pusat Çakır olduğunu öğrenen Abdülhey yaralandı. Abdülhey'in durumu ağır...

Abdulhey neden yaşamak istemiyor? Polat'ın öldüğüne inanan Abdulhey sağlığına kavuşmak istemiyor ve adeta ölmek istiyor.

Haini bulmak için herşeyi göze alan Ak Saçlı tehlikeye düşüyor. Sencer bey ihtiyarlar heyetini toplayıp Ak Saçlı'yı öldürme kararı alıyor. Ak Saçlı ölecek mi? Maskeli Fedai (Polat Alemdar) Ak Saçlıyı kurtalabilecek mi?

Ak Saçlının yakın koruması Rauf, Ak Saçlı'nın öldürüleceğini Maskeli Fedaiye ulaştırabilecek mi? Ya Rauf kurtulabilecek mi?

Maskeli Fedai (Polat Alemdar) Semih'e neler yaptı? Semih'ten Sencer bey'in hain olduğunu öğrenip O'nun peşine düşebilecek mi?

Sencer bey'in planları beklediği gibi gidip Ak Saçlı'yı öldürebilecek m? Sencer bey Ak Saçlı olabilecek mi? Yoksa Polat Alemdar (Maskeli Fedai) Sencer beyi yakalacak mı?

Savcı Leyla Polat'ın yaşadığını öğrenecek mi?

Kara, Baki, İmdat ve 2 KGT Elemanı Rus Generalin elinden kurtulabilecek mi? Esir olan KGT elamanları Rus Generali öldürebilecekler mi?

9 Ocak 2013 Çarşamba

Çalışan anne adayları dikkat

Hamilelik, iş yaşantınızı biraz zorlaştıracak gibi görünse de basit önlemlerle bu süreci daha rahat ve sorunsuz geçirmeniz mümkün.


İSTANBUL - Hamileyseniz ve henüz işinize ara vermediyseniz sağlıklı bir hamilelik dönemi geçirmek için beslenme düzeni ve kıyafet gibi konulara daha fazla özen göstermeniz gerekir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tolga Ergin'in, çalışan anne adaylarına sağlıklı ve rahat bir hamilelik dönemi için önerileri şu yönde:

BESLENME ALIŞKANLIKLARINIZI GÖZDEN GEÇİRİN
Sağlıklı ve kaliteli bir gebelik dönemi geçirmek için çalışan anne adayları beslenme alışkanlıklarını tekrar gözden geçirmelidirler. Temel besin maddeleri olan et, yumurta, kuru baklagiller, süt ve süt ürünleri, sebze-meyve ve tahıllardan yeterince alınmalı, şeker ve yağ dengesi iyi ayarlanmalıdır. Şeker ve yağ miktarı yüksek gıdalar besleyici özellikleri düşük ve kalorileri çok yüksek gıdalar olduğu için sınırlı ölçüde tüketilmesi gerekir. Fındık ve ceviz gibi kuruyemişler de yüksek kalorili olmaları ve antioksidan etkileri nedeniyle iş ortamında sınırlı olmak üzere tüketilebilir.

3 ANA 3 ARA ÖĞÜN SİSTEMİ UYGULAYIN
Anne adaylarının günlük kalori ihtiyaçları diğer kadınlara oranla 300 kalori daha fazladır. Kadınların normal beslenme düzenlerine hamilelikle birlikte 20 gr protein, 15-20 mg demir ve 500 mg kalsiyum eklenmelidir. 3 ana 3 ara öğün olmak üzere en az 6 öğün beslenilmelidir. Sıvı gıdaları ve özellikle suyu gebelik öncesine nazaran daha fazla tüketmek gereklidir (en azından 2 litre/gün). Kahve ve çayın günde 2 fincandan daha fazla tüketilmemesi önerilmektedir. Ara öğünlerde lifli ve kepekli besinler sindirim sistemi için faydalı olacaktır. Ara öğünlerde havuç, elma gibi meyve ve sebzeler rahatlıkla tüketilebilir. Doğal meyve suları da başka bir alternatif olabilir. Yine bu ara öğünler için süt, süt ürünleri ve sütlü tatlılar da rahatlıkla tüketilebilir.

KIYAFETLERİNİZDE DEĞİŞİKLİK YAPMANIZ GEREKEBİLİR
Anne adayları aylar ilerledikçe giyimlerinde de bazı değişiklikler yapmaya başlamalıdır. İş ve günlük hayatlarında vücuda oturmayan, rahat hareket etmelerini sağlayacak hafif ve bol kıyafetler tercih etmelidirler. Özellikle terlemeyi artıran sentetik kumaşlar yerine daha sağlıklı olan pamuklu kumaşlar tercih edilmelidir. İç çamaşırlarında da buna dikkat etmeliler. Bu dönemde ayakkabı seçimi de oldukça önem taşır. Topuksuz veya yüksek topuklu ayakkabılar sıklıkla bel ağrılarına sebep olabileceğinden alçak topuklu ayakkabılar anne adayının çalışma ortamındaki rahatı için daha doğru olacaktır.

ÇALIŞMA ORTAMINIZ
Anne adayının çalışma ortamının aydınlık ve iyi havalandırılmış olması çok önemlidir. Direkt klimaya maruz kalmayan bir bölümde rahat bir koltuğun olduğu ve dirseklerin 90 derecede durabileceği yükseklikteki masalar kullanılmalıdır. Uzun süre dinlenmeden çalışmak kaslarda ağrı ve özellikle dolaşımda bazı problemlere yol açabilmektedir. Belli aralıklarla verilecek molalarda basit kol, bacak ve boyun hareketleri faydalı olacaktır.

KENDİNİZİ ERTESİ GÜN İÇİN DİNLENDİRİN
Çalışan hamileler eve geldiklerinde, günün yorgunluğunu atacak ve kendilerini ertesi iş gününe hazırlayacak şekilde dinlenmelidirler. Günün önemli bir kısmını ayakta geçiren hamileler, evde ayaklarını ve bacaklarını yüksek bir noktaya kaldırarak dinlenmelidirler. İş sonrası veya evde basit yürüyüş veya temel egzersiz hareketleri ile toplardamarlardaki kan akışını düzenleyecek hareketler yapmaları önerilmektedir. Haftada 2-3 kez yüzme, her gün en az 20 dakikalık tempolu yürüyüşler ya da önerilen germe ve gevşeme egzersizleri hem anne adayının kendisini daha iyi hissetmesini sağlar hem de doğuma iyi bir hazırlık olmaktadır. Gece yatmadan alınan ılık bir duş, genel bir rahatlama sağlayarak, düzenli bir uykuya geçişi sağlamada yardımcı olacaktır.

KİMLERİN ÇALIŞMASI SAKINCALI?
• Vajinal kanaması olan gebeler,
• Hipertansiyonu olanlar,
• Erken doğum şüphesi olanlar,
• Bebekte gelişme geriliği olanlar,
• Rahim ile ilgili yetmezliği olan gebeler,
• Bazı çoğul gebelikler ve amniyon sıvısının çok fazla olduğu vakalar,
• Geçmişinde ikiden çok erken doğum yapmış kadınlar.

DOKTORUNUZUN ÖNERİSİNE KULAK VERİN
Yüksek tempolu ve çok yorucu bir işi olmayan anne adayları, gebeliklerinin son haftalarına kadar rahatlıkla çalışabilirler. Ancak çalışma zamanı ve şekli mutlaka doktor tarafından değerlendirilmelidir.
Çalışan anne adayları dikkat

Palandöken kayak merkezi özelleşecek

Erzurum Palandöken ve Konaklı Kayak merkezleri özelleştirme kapsamına alındı.


ANKARA - Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK), Erzurum Palandöken ve Konaklı Kayak merkezlerinin özelleştirme kapsam ve programına alınmasına karar verdi.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın konuya ilişkin ÖYK Kararı, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Buna göre, Erzurum'un Palandöken ilçesi, Palandöken Kayak Merkezi'nde yer alan Maliye Hazinesi ve Spor Genel Müdürlüğü'ne ait taşınmazlar ile sınırları belirlenen devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlar, bunların üzerindeki Gençlik ve İl Müdürlüğü Kayak Eğitim ve Dinlenme Tesisi, kafeterya, pist, lift, gölet ve benzeri yapı, tesis ve diğer varlıklar özelleştirme kapsam ve programına alındı.

Ayrıca, Erzurum'un Palandöken ilçesi, Konaklı Mahallesi, Konaklı Kayak Merkezi'nde yer alan Maliye Hazinesi ve Spor Genel Müdürlüğü'ne ait taşınmazlar ile bunların üzerindeki; pist, lift, gölet ve benzeri yapı, tesis ve diğer varlıkların da özelleştirme kapsam ve programına alınmasına karar verildi. Özelleştirme ''işletme hakkı devri'' yöntemiyle gerçekleştirilecek.

Özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar söz konusu taşınmazlar ile üzerindeki Gençlik Spor İl Müdürlüğü Kayak Eğitim ve Dinlenme Tesisi, kafeterya, pist, lift, gölet ve benzeri yapı, tesis ve diğer varlıkların her türlü bakım, onarım ve işletilmesi ile bunlardan doğan her tür hak ve yükümlülüklerin işletilmesinden elde edilecek gelirlerin mevcut işletilme durumlarına göre Spor Genel Müdürlüğü ve/veya Türkiye Kayak Federasyonu'na bırakılacak.

Bu kararın uygulanması ile ilgili hususların gerek görülmesi halinde Maliye Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Kayak Federasyonu ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı arasında yapılacak protokol/protokollerle belirlenecek. Özelleştirme 3 yıl içinde tamamlanacak.
Palandöken kayak merkezi özelleşecek

Karadayı ilk imzasını attı

28 Şubat süreciyle ilgili ifade verdikten sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı karakola gelerek imza verdi.


İSTANBUL - 28 Şubat soruşturması kapsamında sorgulandıktan sonra adli kontrol uygulanmak üzere serbest bırakılan dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, sabah erken saatlerinde Kadıköy'deki İskele Karakolu'na gelerek imza attı.

Kısa süre karakolda kalan Karadayı, kendisini Ankara'ya götürülmesi sırasında eşlik eden polisler hakkında övgüde de bulunduğu öğrenildi.

İsmail Hakkı Karadayı, geçtiğimiz hafta 3.5 saat boyunca savcıya 28 Şubat süreciyle ilgili ifade vermişti.

Karadayı, hakkında adli kontrol uygulaması ile yurtdışına çıkış yasağı bulunuyor.
Karadayı ilk imzasını attı

Yağ, sperm sayısını düşürüyor

Danimarka'da yapılan araştırma, peynir ve et gibi yiyeceklerde bulunan doymuş yağın sperm sayısını düşürdüğünü ortaya çıkardı.


İSTANBUL - Doymuş yağın kalp sağlığına zararlı olduğu, kilo aldırdığı önceden de biliniyordu. Danimarkalı erkekler üzerinde yapılan araştırmada doymuş yağ içeren yiyecekleri tüketenlerin sperm yoğunluğunda yüzde 38, sperm sayılarında ise yüzde 41 düşüş olduğunu belirledi.

Kopenhag'da bulunan Rigshospitalet hastanesi'nden araştırmayı yürüten Tina Jensen, bu durumun tesadüfi bir sonuç olmadığını ve yapılan diğer araştırmalarda da doymuş yağın birçok soruna neden olduğu ortaya çıktığını söyledi.

2011 yılında Brezilyalı bilim insanlarının araştırmasında, tahıl tüketiminin sperm yoğunluğunu ve hareketliliğini artırdığı, meyvenin de sperm hızını artırdığı keşfedilmişti.
Yağ, sperm sayısını düşürüyor

48 İranlıya karşı 2 bin 130 tutuklu

Suriye'deki Esad rejimi, muhaliflerin rehin tuttuğu 48 İranlıya karşı 2 bin 130 tutukluyu serbest bıraktı. Serbest kalanlar arasında 4 Türk de var.


Türkiye ve Katar'ın arabuluculuğu sonuç verdi. Esad rejimi, Suriyeli muhaliflerin rehin tuttukları 48 İranlıya karşılık, aralarında Türk vatandaşlarının da bulunduğu 2 bin 130 sivil tutukluyu serbest bıraktı.

Suriyeli muhaliflerin serbest bıraktığı 48 İranlı rehine Tahranlı yetkililere teslim edildi.

Arabuluculuk için Suriye'nin başkenti Şam'da bulunan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, esir değişiminin gerçekleştiğini söyledi. 

Türkiye ve Katar'ın arabulucuğuyla yürütülen çalışmalara katkı sağlamak için Şam'da bulunan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Suriyeli muhalif grupların ellerinde tuttukları 48 İran vatandaşını serbest bıraktığını, Suriye yönetiminin de, 48 İran vatandaşına karşılık olarak, aralarında 4 Türk vatandaşının da bulunduğu 73'ü kadın 2 bin 130 sivil tutuklu Suriyeliyi serbest bıraktığını belirtti. 

İHH Başkanı Bülent Yıldırım, takası ''insani diplomasinin bir zaferi olarak gördüklerini'' dile getirdi.

Yıldırım, ''Başta Beşşar Kaddumi olmak üzere, farklı milletlere mensup sivillerin kurtarılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz'' dedi.

İHH İnsani Yardım Vakfı, geçtiğimiz yıl Suriye'de yürüttüğü "İnsani Diplomasi" çerçevesinde, başta Suriye'de tutuklu bulunan gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun olmak üzere çok sayıda Türkiye vatandaşının, 28 İranlı sivil vatandaşının ve Suriye cezaevlerinde bulunan 7 Suriyeli tutuklunun serbest bırakılmasını sağlamıştı.
48 İranlıya karşı 2 bin 130 tutuklu

Yılın 'en kötü' filmi seçiliyor

Hollywood'un 'en kötü' film ve oyuncularını seçen Ahududu Ödülleri'nin adayları belli oldu. 'Twilight' serisinin son filmi, 11 dalda aday oldu.


LOS ANGELES - Amerikan sinemasının 'en kötülerine' verilen 'Ahududu Ödülleri'ne (Razzie Award) 'Twilight' serisinin sonuncu filmi olan 'Alacakaranlık Şafak Vakti Bölüm 2 (The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 2)' damgasını vurdu.

Twilight serisinin son filmi, en kötü film, en kötü kadın ve erkek oyuncu dahil 11 alanda aday gösterildi.  

Ahududu Ödüllerinin diğer adayları arasında 'Battleship' ve 'The Oogieloves in the Big Balloon Adventure'ın yanı sıra geçen yılın ödül şampiyonu Adam Sandler'in 'That's My Boy' adlı filmi de yer alıyor.

Geçen yıl ünlü oyuncu Adam Sandler'in başrolünü oynadığı 'Jack and Jill' filmi, "Ahududu Ödülleri"nin hepsini kazanarak kırılması güç bir rekora imza atmıştı. Filmde hem aile babası Jack'i hem de Jack'in belalı ikiz kızkardeşi Jill'i canlandıran Sandler, en kötü erkek ve en kötü kadın oyuncu ödüllerinin yanı sıra en kötü çift ve en kötü senaryo yazarı ödüllerini de layık görülmüştü. 74 milyon gişe geliri getiren film, Razzie'nin 32 yıllık tarihinde bütün ödülleri toplayan tek film olmuştu.

Oscar ödül töreninden bir gün önce 23 Şubat'ta sahiplerini bulacak Ahududu Ödülleri adayları şöyle: 

En Kötü Film
Battleship
The Oogieloves in Big Balloon Adventure
That's My Boy
A Thousand Words
The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 2


En Kötü Yönetmen
Sean Anders (That's My Boy)
Peter Berg (Battleship)
Bill Condon (The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 2)
Tyler Perry (Good Deeds / Madea's Witness Protection)
John Putch (Atlas Shrugged Part II)


En Kötü kadın Oyuncu
Katherine Heigl (One For the Money)
Milla Jovovich (Resident Evil: Retribution)
Tyler Perry (Madea's Witness Protection)
Kristen Stewart (The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 2 / Snow White and the Huntsman)
Barbra Streisand (The Guilt Trip)


En Kötü Erkek Oyuncu
Nicolas Cage (Ghost Rider: Spirit of Vengeance / Seeking Justice)
Eddie Murphy (A Thousand Words)
Robert Pattinson (The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 2)
Tyler Perry (Alex Cross / Good Deeds)
Adam Sandler (That's My Boy)


En Kötü Kadın Yardımcı Oyuncu
Jessica Biel (Playing For Keeps / Total Recall)
Brooklyn Decker (Battleship / What to Expect When You're Expecting)
Ashley Greene (The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 2)
Jennifer Lopez (What to Expect When You're Expecting)
Rihanna (Battleship)


En Kötü Erkek Yardımcı Oyuncu
David Hasselhoff (Pirannha 3-DD)
Taylor Lautner (The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 2)
Liam Neeson (Battleship / Wrath of the Titans)
Nick Swardson (That's My Boy)
Vanilla Ice (That's My Boy)


En Kötü Senaryo
Atlas Shrugged Part II
Battleship
That's My Boy
A Thousand Words
The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 2."
Yılın 'en kötü' filmi seçiliyor

'Balyoz' mahkemesi: Genelkurmay haklı

Balyoz davasının gerekçeli kararıyla ilgili basında çıkan haberler üzerine Genelkurmay'ın yaptığı açıklama, davaya bakan mahkeme tarafından da doğrulandı.


'Balyoz' davasının gerekçeli kararı sonrası, 'Belgelerin asılları Genelkurmay'da' yönündeki haberler tartışma yarattı.

Sanık avukatlarının 'böyle bir belge yok' tepkisini, Genelkurmay'ın dünkü açıklaması takip etmişti.

Genelkurmay Başkanlığı, dava konusu tüm delillerin asıllarının Genelkurmay Başkanlığı'nca mahkemeye gönderildiği şeklinde çıkan haberlerin asılsız olduğunu duyurmuştu. Ve son olarak 'Balyoz' davasına bakan mahkemeden konuyla ilgili değerlendirme geldi.

Genelkurmay'ın yaptığı açıklamanın doğru olduğunun vurgulandığı mahkemenin değerlendirmesinde, tartışmanın, gerekçeli kararın doğru okunmamasından kaynaklandığı vurgulandı.

Kararın hiçbir yerinde ''Oraj, Suga' darbe planlarının orjinal halinin Genelkurmay'dan geldiği' şeklinde bir ibarenin olmadığı, gerekçeli kararda belirtildiği gibi, Genelkurmay'a, 'Eskişehir ve Gölcük'te taranmış belgeler size mi ait?' diye sorulduğu ve Genelkurmay'ın da, bu belgelerin çoğunun asıllarının kendilerinde olduğunu ve bazılarının imha edildiğini söylediği belirtildi.

Gerekçeli kararın hiçbir yerinde 'Oraj ve Suga'nın orjinallerinin Genelkurmay'dan geldiğinin yazılmadığının altı çizilirken, Genelkurmay'ın da haklı olarak açıklama yaptığı vurgulandı ve tartışmanın basının kararı eksik okumasından kaynaklandığı kaydedildi.
'Balyoz' mahkemesi: Genelkurmay haklı

ABD: Bu fotoğrafın arkasında İran var

ABD, 2007'de kaybolan eski FBI ajanı Robert Levinson'ın 2011'de ailesine gönderilen zincirli fotoğraflarının arkasında İran'ın olduğunu iddia etti. Levinson'ın terörist bir örgütün elinde olduğu da belirtildi.


ABD istihbarat yetkilileri, uluslararası haber ajansı Associated Press'e yaptıkları açıklamada, 2011 Nisan ayında Levinson'un ailesine gönderilen 5 fotoğraf ile 54 saniyelik video görüntüsünün arasında İran hükümetinin olduğunu ileri sürdü.

ABD'li yetkililer, fotoğraflarla videonun gönderilmesi için kullanılan yöntemin, olayın arkasında profesyonel casuslar olduğunu gösterdiğini belirtti.

AP'nin haberinde, Afganistan'daki ABD'li ajanların, fotoğrafların gönderilmesi için kullanılan cep telefonunun izini sürmeyi başardığı ancak telefonun sahibinin fotoğraflarla ilgisi olmadığının tespit edildiği vurgulandı.

Aynı şekilde rehin videosunun 2010 yılında Pakistan'daki bir internet kafeden gönderildiği, gönderenin, yine kimliğine ilişkin ardında ipucu bırakmadığı ve söz konusu elektronik posta adresini bir daha hiç kullanmadığı belirtildi.

ABD istihbarat yetkilileri, bu nedenle fotoğraflar ve videonun arkasında her kim varsa amatör olmadığı sonucuna vardı. Bu da soruşturmacıları, hiç hata yapmamaları nedeniyle işin arkasında İran İstihbarat ve Güvenlik Bakanlığı gibi profesyonel bir istihbat servisinin olması gerektiği sonucuna götürdü.

İRAN'DA KAYBOLMUŞTU
İran hükümeti, eski FBI ajanı Robert Levinson'ın 2007 yılında İran'ın Kiş Adası'nda kaybolması, fotoğrafları ve video görüntüsü konusunda bilgisi olduğu yönündeki iddiaları defalarca reddetmişti.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın, 2011 yılı Mart ayında Levinson'ın, Güney Asya'da bir yerlerde tutulduğunu açıklaması, eski FBI ajanının, Afganistan veya Pakistan gibi bir yerde terörist bir örgüt ya da suç örgütünün elinde olabileceğini akla getirmişti.

Açıklama aynı zamanda İran'a bir iyi niyet jesti olarak algılanmıştı. ABD bunun, Tahran yönetimini Levinson'ın ABD'ye getirilmesine yardımcı olmaya teşvik edeceğini umuyordu.

FBI Sözcüsü Jacqueline Maguire, Levinson'ın kaybolmasının 6. yıl dönümü yaklaşılırken, FBI'ın, eski ajanı güvenli bir şekilde evine, ailesine kavuşturma sözüne bağlı olduğunu söyledi.

OBAMA SÖZ VERDİ
Kocasının hala İran'da tutulduğunu düşünen Christine Levinson, ABD Başkanı Barack Obama ve CIA başkanı adayı John Brennan'ın, eski FBI ajanının serbest kalması için her şeyi yapma sözü verdiklerini açıkladı.

Christine Levinson, ABD yönetiminin, eski FBI ajanının serbest bırakılması için İran'a yeterince baskı uygulamadığını da söyledi.
ABD: Bu fotoğrafın arkasında İran var

Mobil dünyasına üçüncü nesil zırh geliyor

Mobil dünyasının yakından takip ettiği CES 2013 fuarı tüm hızıyla devam ediyor. Corning, dün mobil cihazların ekranlarını koruyacak Gorilla Glass 3 teknolojisini tanıttı. Birçok markanın tercih ettiği Gorilla Glass'ın, 2013'te Apple tarafından da tercih edilebileceği öne sürüldü.


Akıllı telefon ve tabletler için darbelere dayanıklı ve esnek cam üreten Corning, en son 'zırhını' dün CES 2013'te sundu.

Corning'in atom seviyesine kadar yeni bir alaşım kullandığını açıkladığı yeni camın, önceki versiyonlarından üç kat daha güçlü olduğu ifade edildi.

Corning, dayanıklığını göstermek için kısa bir sunum yaptığı yeni camın, 'Native Damage Resistance', yani Doğal Hasar Direnci teknolojisine sahip olduğunu da belirtti. Bu teknoloji sayesinde, mobil cihazların ekranı çatlaklara ve çiziklere karşı çok daha dayanıklı olacak.

Kısaca Corning, cebinizden çıkarmaya veya fotoğraf çekmeye çalışırken yere düşürürseniz, akıllı telefonunuzun çatlama olasılığının çok daha düşük olacağını öne sürüyor.

Gorilla Glass 3, tabii ki kırılmayacak bir cam değil. Ancak günlük kazalara karşı çok daha dayanıklı olacak teknolojinin, Samsung Galasxy S IV ve 2013'te piyasaya sürülecek diğer iddialı cep telefonlarında kullanılması bekleniyor. Bu kapsamda, Gorilla Glass 3'ün, 2013'ün ortalarında piyasaya sürülmesi beklenen S IV ve diğer telefonlarla tüketicinin karşısına çıkması beklenebilir.

Gorilla Glass 1 ve 2, bugüne kadar HTC, Samsung, Nokia ve LG'nin en az 10 modelinde kullanıldı. Akıllı telefon piyasasının kalkanı olarak yerini güçlendiren Gorilla Glass'in, Apple tarafından da tercih edilebileceği düşünülüyor.

GottabeMobile sitesi, Apple'ın, 2013'te piyasaya çıkması beklenen iPhone 5s ve iPhone 6'da Gorilla Glass 3 kullanabileceğini öne sürdü. Apple, böyle bir hamleyle Ar-Ge maliyetini düşürebilir.
Mobil dünyasına üçüncü nesil zırh geliyor

'Altın tutmaya devam edeceğim'

Geçen hafta 4 ayın en düşüğünü gören altın fiyatlarında yükseliş yaşanıyor. Ünlü yatırımcı Marc Faber, yüzde 10'luk düzeltmenin mümkün olduğunu ancak altın tutmaya devam edeceğini söyledi.


İSTANBUL - Altın fiyatlarında yükseliş yaşandı.

Uluslararası piyasalarda altının onsu 1660 doların üzerine çıktı. Altının yükselmesinde Asya'dan gelen fiziki alımlar etkili oldu.

Japon Merkez Bankası'nın para politikasını gevşetmeyi düşünmesi ve Avrupa Merkez Bankası'nın faizi değiştirmeyeceği beklentisi altına alım getiren diğer faktörler oldu.

Altın geçen hafta 1630 doların altına inerek 4 ayın en düşüğünü gödü.

FABER: YÜZDE 10'LUK DÜZELTME MÜMKÜN
Ünlü yatırımcı Marc Faber, altının fiyatında yüzde 10'luk bir düzeltmenin mümkün olduğunu kaydetti.

CNBC'ye konuşan Faber, altının hemen yükselmesini beklemediğini ancak merkez bankalarının para basmayı sürdüreceklerini öngörerek altını tutmaya devam edeceğini ifade etti.
'Altın tutmaya devam edeceğim'

YÖK'ün gizli belgelerine Redhack!

YÖK'ün internet sitesini hackleyen RedHack, bazı üniversitelerle ilgili yürütülen yolsuzluk soruşturmalarına ait belgeleri yayınladı.


2013 yılına girdiğimiz saatlerde ODTÜ'lü öğrencilere destek için YÖK'ü hackleyen RedHack, ikinci kez YÖK'ü hedef seçti.

YÖK'ün Elektronik Paylaşım Sistemi ebys.yok.gov.tr'i hackleyen grup aralarında gizli ibaresi bulunan üniversitelere ait 60 bin belgeyi ele geçirdi.

YÖK'e yapılan ihbarlar ve üniversitelerin yaptığı ihalelere kadar pek çok belgelerde, öğrenci harç paraları karşılığında bankaların rektörlere lüks otomobil aldığı iddiası da var.

Toplam 60 bin belgenin ellerinde bulunduğunu açıklayan Redhack, bazı soruşturma dokümanlarını Twitter'da paylaştı.

BELGELERDEN BAZILARI
Giresun Üniversitesi'ne ilişkin; bir makine alımında henüz kurulum yapılmadan 664 bin 340 TL'nin neden ödendiği, Uludağ Üniversitesi'ne ilişkin; temizlik ihalesinde fiyatın çok yüksek tutulduğu ve yaklaşık 3 milyon TL'lik kamu zararına yol açıldığı, Kastamonu Üniversitesi'ne ilişkin; sahte diplomalı bir kişinin bir öğretim görevliliğine kabulü, bölüm başkanı yapılması ve evraktaki sahteciliğin tespit edilememesi...

En dikkat çeken belge ise Fırat Üniversitesi'ne ilişkin belge. Promosyon bedeli olarak elde edilmesi gereken paranın üniversite hesabına 162 bin 164 lira eksik yatırıldığı, üniversitenin faiz geliri kaybının bir milyon 884 bin 335 TL olduğu belirlendiği, bankanın hibe ettiği Audi-A8 Long 3.0 TDİ QUAT model otomobil dışındaki promosyon bedellerinin üniversite muhasebe kayıtlarında görünmediği...
YÖK'ün gizli belgelerine Redhack!

'Yemin'de 'başkanlık' uzlaşmazlığı - Siyaset

Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun dünkü toplantısında 'milletvekili yemini' maddesinde anlaşmazlık yaşandı. AK Parti'nin madde ile ilgili önerisinde "Başkan ve başkan yardımcıları" ifadesinin yer almasına CHP ve MHP'den itiraz geldi.


TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda, AK Parti'nin ''milletvekili yemini''ne ilişkin önerisine CHP ve MHP karşı çıktı.

Komisyon, ''milletvekili yemini'' maddesini içeriğine girmeden ele aldı.

AK Parti'nin, ''Başkan, başkan yardımcıları, bakanların'' yeminine ilişkin ibaresi komisyonda tartışma yarattı.

CHP VE MHP'DEN İTİRAZ
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, maddenin bu şekilde görüşülmesi halinde başkanlık sisteminin de müzakereye açılacağını ifade ederek, AK Parti'nin bu önerisini geri almasını istedi.

MHP de CHP'nin bu itirazına katıldı. AK Parti ise bu ibarelerin parantez içerisine alınarak maddenin görüşülebileceğini önerdi.

CHP ve MHP'nin buna sıcak bakmaması üzerine AK Parti konuyu bu akşam yetkili organlarla yapacakları toplantıya götürme kararı aldı.

MHP'DEN 'KİTAP'LI YEMİN ÖNERİSİ
MHP'nin önerisinde herkesin kendi inandığı dinin mukaddes kitabına el basarak yemin etmesi yönündeki önerisi dikkat çekti.

CHP ve MHP'nin yemin metinlerinde "Atatürk devrimleri" ve "Türk milleti" ifadeleri yeralırken AK Parti bu ifadelere yer vermedi.

BDP ise milletvilkili yemini önerisi sunmadı.

2 Nolu Yazım Komisyonu'nun dün yapılan toplantısında, ''milletvekilliğinin düşmesi ve iptali'' maddelerinde ise mutabık kalındı.
'Yemin'de 'başkanlık' uzlaşmazlığı - Siyaset

Şişli'de korkutan yangın

İstanbul Şişli'de bir binanın tekstil deposu olarak kullanılan çatı katında yangın çıktı. İtfaiyenin müdahalesiyle yandaki otele sıçramadan söndürülen yangında otelde kaldığı öğrenilen yaşlı bir kadın dumandan etkilenerek hastaneye kaldırıldı.


İSTANBUL - Şişli'de bir binanın çatı katında çıkan yangın, itfaiyenin zamanında müdahalesiyle yandaki otele sıçramadan söndürüldü.

Meşrutiyet Mahallesi Matbaacı Osmanbey Sokak'taki 7 katlı bir binanın tekstil deposu olarak kullanılan çatı katında henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.

İhbar üzerine olay yerine önce Beyoğlu itfaiye ekipleri, daha sonra da takviye olarak Şişli ve Beşiktaş ekipleri sevk edildi.

İtfaiye ekipleri, önce yanan binanın bitişiğindeki otelde kalanları tahliye etti.

Merdiven aracı yardımıyla alevlere müdahale eden itfaiye ekipleri, kısa sürede kontrol altına aldıkları yangını otele sıçramadan söndürdü.

Otelde kaldığı öğrenilen ve dumandan etkilenen yaşlı bir kadın, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.

Yangının çıkış nedeni araştırılıyor.
Şişli'de korkutan yangın

'İkinci Silvan yaşanabilirdi'

Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Lice'de 10 teröristin öldürüldüğü operasyonla ilgili yaptığı açıklamada 'saldırı engellenmeseydi Silvan benzeri bir saldırının yaşanabileceğini' dile getirdi.


"Lice operasyonu gerçekleştirilmeseydi ikinci bir Silvan yaşanabilirdi." 

Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak'tan, 31 Aralık'ta aralarında PKK'nın Diyarbakır sorumlusu Ethem Karabulut'un da bulunduğu 10 teröristin öldürüldüğü operasyonla ilgili çarpıcı bir açıklama geldi.

Toprak, saldırı engellenmeseydi 2009'da 13 askerin öldüğü Silvan'daki olayın benzerinin yaşanacağını savundu.

Vali, PKK'lıların kaldığı sığınağın çok gizli ve profesyonelce hazırlandığını, 5-10 kez üzerinden geçildiği halde farkedilmediğini de belirtti.

PKK'nın üst düzey temsilcilerinin bu sığınakta önemli toplantılar yaptığını da söyleyen Vali Toprak, "Teröristler yaz ve kış planlamasını bu sığınakta yapıyor. saldırı ve eylem kararları da buradan çıkıyordu" dedi

Toprak, öldürülen teröristlerin arasında önemli görevde olanların da bulunmasının PKK'nın eylem hazırlığı içinde olduğunu gösterdiğini de söyledi.
'İkinci Silvan yaşanabilirdi'

Günay: Talimat vermedim, duygularımı söyledim

'Bana Söz Ver'e konuk olan Kültür Bakanı Günay, Brad Pitt'in yeni filmiyle ilgili yaptığı eleştirilere açıklık getirdi. Sadece filmle ilgili duygularını söyleyen Günay, "Politikacılar duygularını söylerken sade yurttaşlar kadar özgür değil, söylediklerimiz fatura ediliyor" diye konuştu.


"İğrenç bir film, ya 18 yaş üstü olsun ya da kaldırılsın."

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın Brad Pitt'in son filmi 'Kiling Them Softly' ile ilgili kullandığı bu ifadeler geçen hafta manşetlerde yer aldı.

Günay, başta sanat çevrelerinden olmak üzere yoğun tepkilere neden olan bu sözlerine katıldığı NTV canlı yayınında açıklık getirdi.

Gülay Afşar'ın sunduğu 'Bana Söz Ver'e konuk olan Günay, "Filmin kaldırılması konusunda talimat vermedim sadece, duygularımı söyledim" dedi.

Yasakçı zihniyete karşı olduğunun altını çizen Bakan Günay, şu ifadeleri kullandı:

"Sanatta büyük ölçüde özgürlükten yanayız. Zaten bu çağda, siz hangi yasağı koymaya kalkarsanız kalkın, o hayatın içinden delip geliyor.

Herkesin cep telefonu, herkesin iPad'i var. Bu devirde yasakçılık teknoloji karşısında mümkün değil. Siz dileğinizi söylersiniz.

Zaman zaman başımıza geliyor, 'keşke bu gösterilmese diyoruz' ama o gösteriliyor. Siz içinizdeki duyguyu söylüyorsunuz.

Belki politikacıların, o duyguları söylerken bile sade yurttaşlar kadar özgürlüğü yok, onu hissediyorum, zaman zaman. O duyguyu söylememiz bile bize fatura olarak dönebiliyor.

Şeker Portakalı, Fareler ve İnsanlar gibi kitaplarla; Nazım Hikmet, Yunus Emre, Necip Fazıl gibi isimlere bu çağda yasak olmaz zaten.

Ben sadece gördüğüm bir filmi beğenmemiştim. Onu çok kaba-saba bir ifade olarak görmüştüm. Filmin bir siyasi yönü var onu biliyorum. Bir düzen eleştirisi de var.

Ancak filmdeki dil çok kabaydı. Filmi izledikten sonra 'keşke gösterilmese' dedim. Avrupa'da bu film 18 yaş sınırı ile gösterilmiş. Bizim ülkemizde Değerlendirme Kurulu 15 yaş sınırı koymuş.

Biz neden Avrupa'nın daha altında yaş gruplarındaki çocukların görmesine izin vermişiz bilmiyorum.

Ben 18 yaş sınırı konsun dedim. Bir de 'elimden gelse bu filmi kaldırırım' dedim. Ama benim elimden gelmiyor. Çünkü sinemacılık özgür bir alan, ticari bir alan ve isteyen gösteriyor.

Ben sadece iç duygumu söyledim, kaldırılsın diye bir talimat vermedim.

Ben o görüşmede, kitapların şiirlerin özgürlüklerinden söz ettim. Yasakçı bir anlayış zaten benim karakterime uygun bir şey değil. Film beni çok rahatsız ettiği için iç duygularımı dile getirdim.

Birileri diyor ki 'film ve yönetmeni şuralarda ödül aldı.' Ama beni çok rahatsız ettiği için sadece 'keşke görmeseydim' dedim. O duygumu böyle ifade ettim.

Ben hayatım boyunca sistem eleştirisi yaptım ve bunu hiç küfür etmeden yaptım. Sistem eleştirisi illa ki en ağır ve en kaba sözcükler kullanılarak mı yapılır?

Bir de rahatsız edici sahneler sistem eleştirisi yapılırken değil, birbirleriyle konuşurken olan sahnelerdi.

Sözlerimi yasakçılık kaygısıyla söylemedim. Ama bizim toplumumuzu, etik değerlerimizi koruma gibi bir duygumuz var.

Bana 'bir sürü şiddet içeren film var' diyorlar. Ben onlara da karşı çıktım. Tabii bazı insanlar da bu tür filmeri izleyince mutlu olabiliyorlar.

Ona da bir şey diyemem, her insanın bir kendi bakış açısı var."
Günay: Talimat vermedim, duygularımı söyledim

-



-

Sobadan sızan gaz can aldı

Kırıkkale'den bir zehirlenme haberi geldi. 74 yaşındaki Sevim Tamer, sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatını kaybetti.


KIRIKKALE - Kırıkkale'de, sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen yaşlı kadın öldü.

Tepebaşı Mahallesi Rauf Denktaş Caddesi'ndeki bir apartmanın 3. katında, Sevim Tamer (74), yakınları tarafından hareketsiz halde bulundu.

Yakınlarının ihbarı üzerine olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri Sevim Tamer'in öldüğünü belirledi.

Kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlendiği belirlenen Sevim Tamer'in cesedi, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi morguna kaldırıldı.
Sobadan sızan gaz can aldı

Öğretmenler tipi nedeniyle mahsur kaldı

Ağrı'da bir köyde görevli 13 öğretmen, olumsuz hava koşulları nedeniyle kapanan yolda mahsur kaldı. Öğretmenler, 3 saat süren çalışma sonrası kurtarıldı.


AĞRI - Taşlıçay ilçesinde kar yağışı ve tipi nedeniyle kapanan yolda mahsur kalan 13 öğretmen, yaklaşık 3 saat süren çalışma sonucu kurtarıldı.

Yukarı Esen Köyü İlköğretim Okulu'nda görevli 13 öğretmenin bulunduğu Erdoğan Aydemir yönetimindeki minibüs, yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle Yukarı Esen Deresi mevkisinde mahsur kaldı.

Durumun yetkililere bildirilmesi üzerine olay yerine gelen Taşlıçay Belediyesi ekipleri, bölgede karla mücadele çalışması yaptı.

Yaklaşık 3 saat süren çalışmanın ardından kurtarılan 13 öğretmenin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Bu arada, ilçeye bağlı birçok köyün yolunun yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle kapalı olduğu kaydedildi.
Öğretmenler tipi nedeniyle mahsur kaldı

Fener ışık vermedi -

Fenerbahçe, Antalya'daki hazırlık maçında karşılaştığı Belçika'nın Genk takımıyla 1-1 berabere kaldı.


Fenerbahçe, Antalya'daki devre arası kampındaki hazırlık maçında, Belçika'nın Genk takımıyla karşılaştı.

Karşılaşma 1-1 beraberlikle sona erdi.

Sarı-lacivertli ekibin golünü 9. dakikada Caner kayderken, konuk takımın golü ise 33. dakikada Gorius'tan geldi.
Fener ışık vermedi -

Deprem gerçeği NTV'de

İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, 'deprem' ile ilgili merak ettiğiniz tüm soruları bugün saat 15.05'te 'NTV'ye Sorun'da yanıtlayacak.


Bir gün içerisinde önce Adıyaman ardından da Ege açıklarında meydana gelen iki sarsıntı, Türkiye'nin deprem gerçeğini hiçbir zaman aklından çıkarmaması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu depremler artçı mı öncü mü? İstanbul'da büyük bir deprem olacak mı? Olacaksa ne zaman olacak?

İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, bu ve bunun gibi birçok soruyu bugün saat 15.05'te "NTV'ye Sorun"da yanıtlayacak.

Sorularınız için: ntvyesorun@ntv.com.tr
Deprem gerçeği NTV'de

Mehmet Topal hastaneye kaldırıldı -

Fenerbahçe'nin deneyimli futbolcusu Mehmet Topal, Genk ile oynanan hazırlık maçında kafasına aldığı darbe sonrasında hastaneye kaldırıldı. Topal'ın beyin sarsıntısı geçirdiği belirtiliyor.


Fenerbahçeli futbolcu Mehmet Topal, Genk ile oynanan maçta yaşadığı sakatlık sonucu hastaneye kaldırıldı.

Sarı-lacivertli futbolcu, sahada yapılan ilk müdahale sonrası ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Bir pozisyon sonrası kafasına darbe alan Mehmet Topal'ın durumu hakkında şu ana kadar net bir açıklama yapılmazken, beyin sarsıntısı geçirdiği ifade edildi.
Mehmet Topal hastaneye kaldırıldı -

Edebiyatçı Metin Kaçan intihar etti

'Ağır Roman' adlı kitabın da yazarı olan tanınmış edebiyatçı Metin Kaçan, Boğaziçi Köprüsü'nden atlayarak intihar etti. Acı haberi Metin Kaçan'ın ağabeyi Hasan Kaçan da doğruladı.


Sinemaya da uyarlanan 'Ağır Roman' kitabının yazarı Metin Kaçan, Pazar günü sabaha karşı İstanbul'da Boğaziçi Köprüsü'nden atlayarak intihar etti.

Metin Kaçan'ı Üsküdar'deki evine götürmek üzere aracına aldığını söyleyen bir taksi şöförü, polise Kaçan'ın Bogaziçi Köprüsü'nde durmasını istediğini söyledi.

Kaçan'ın fotoğraf çekeceğini söylediğini belirten taksici, ünlü yazarın daha sonra köprüdeki korkulukları aşarak kendini aşağı bıraktığını anlattı.

Taksi şöförünün ifadesi üzerine emniyet ekipleri inceleme başlattı.

Sahil güvenlik ve deniz polisinin yaptığı aramalarda henüz bir ize rastlanamadı.

AĞABEYİ HASAN KAÇAN DOĞRULADI
Metin Kaçan'ın ağabeyi karikatürist, yapımcı ve oyuncu Hasan Kaçan, sosyal medya üzerinden paylaştığı mesajda olayı doğrularken "Aile olarak bir umuttur diyerek paylaşmadık. Acımızı paylaşan herkese teşekkür ederiz" dedi.

52 yaşına hayatını kaybeden Metin Kaçan, 1988 yılından beri pek çok roman, öykü ve karikatür çalışmasına imza etti.
Edebiyatçı Metin Kaçan intihar etti

Yılmaz: TSK diyorsa, doğrudur - Siyaset

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay'ın bugün 'Balyoz belgeleri' ile ilgili yaptığı açıklamayı değerlendirdi. TSK'nın darbe girişimde bulunanlarla bağlantısı olmadığını söyleyen bakan, "Silahlı Kuvvetler diyorsa, doğrudur'' dedi.


TBMM - Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, ''Balyoz Davası'' olarak bilinen davanın tüm delillerinin asıllarının Genelkurmay Başkanlığı'nda bulunduğu iddialarıyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklama üzerine, ''Silahlı Kuvvetler'in darbe girişiminde bulunanlarla bir bağlantısı yoktur. Silahlı Kuvvetler diyorsa, dediği doğrudur'' dedi.

Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yılmaz, ''Silahlı Kuvvetler içindeki kimselerin böylesi bir çalışması olur mu, geçmişte olmuş. Şimdi olur mu Ona da yargı karar verecek. Ancak sizin kafanızdaki karışıklık, bu girişimlerde bulunanlar ile Silahlı Kuvvetleri eş gibi görmek... Silahlı Kuvvetlerin darbe girişiminde bulunanlarla bir bağlantısı yoktur. Silahlı Kuvvetler farklı, darbe girişiminde bulunanlar farklıdır. Dolayısıyla ikisini birbirinden ayırdığımız zaman, bunu sağlıklı bir şekilde kafanızda canlandırabilirsiniz'' şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin, ''Genelkurmay, 'belgelerin aslı bizde yok' diyor'' şeklindeki hatırlatması üzerine Yılmaz, ''O zaman gidin mahkeme dosyasını inceleyin. Silahlı Kuvvetler diyorsa, dediği doğrudur'' diye karşılık verdi.
Yılmaz: TSK diyorsa, doğrudur - Siyaset

Sert disiplin!

Sert disiplinle yetişmiş çocuklar, herkesin önünde çok kibar davranıp, ne zaman anne baba arkasını dönse, tahmin bile edemediğin şeyler yapıyorlar.


Alfie Kohn'in kitabında gerçek bir ailenin sert disiplinle yetişmiş çocukları, herkesin önünde çok kibar davranıp, tam istenilen şeyleri yapıp, tatillerde tam serseri gibi davranmaya başlıyorlar. Ne zaman anne ya da baba arkasını dönse, tahmin bile edemediğin şeyler yapıyorlar. Oysa sert disiplinsiz yetişen kuzenleri (saate göre yedirilip saate göre yatırılmadan, odaya gönderilerek cezalandırılmadan, vurulmadan ya da elinden bazı şeylerin alınması gibi ceza görmemeden yetişenler) davranışlarında da hiç bir şekilde aşırılık göstermiyorlar.

Alfie Kohn ekliyor, tabii ki özellikle çocuklar 2-3 yaşlarında ve ergenlik çağına geldiklerinde bazen sert bir 'hayır' demek gerekiyor. Ancak derin ve uzun süren disiplin şekillerine hiç bir zaman gerek yok. Bu tarz sert disiplin ile büyüyen çocukların çok fazla problemleri oluyor.

Eğer ki siz sertlikle yetiştiyseniz (ki şu anda anne babanız melek gibi davranabilirler, bu demek değil ki siz küçük çocukken sizi kötü hissettirmediler!) büyük ihtimalle aynı davranışları tekrarlayacaksınız.

Bilinç altında anne babamızın bizi en iyi şekilde yetiştirdiğine dair inancımızı kırmamak için otomatik olarak onlar gibi davranmaya başlıyoruz. Eğer biz ezildiysek ezmeye başlıyoruz. Eğer 'yanlışım' hissini barındırıyorsak otomatik olarak çocuklarımıza da yanlış olduklarını hissetmeye başlıyoruz. 'Fazlasın', 'yaramazsın', 'çok çekeceğim senden' gibi negatif ve damgalayıcı mesajları çok rahatça vermeye başlıyoruz. EE, tabii ki bu sözler ve inançlar çocukları etkiliyor, aynen öyle olmaya başlıyorlar!

Önce temelde bizim değişmemiz gerekiyor: bir çocuk hiç bir zaman 'fazla' değil, sadece ben belki onunla iletişim kuramıyoruz. Hiç bir çocuk 'yaramaz' olamaz, onun enerjisi yapıcı bir şekilde yarar şeylere yönlendirilebilir. Ona ilgi ve zaman vererek, kendi ihtiyaçlarımızın değil, çocuk olarak onun ihtiyaçlarını dinleyerek kendimizden farklı, daha açık, daha yaratıcı, daha fazla kendine güvenen geleceğin çocukları olarak yetiştirebiliriz.
Sert disiplin!

On metre yolu on dakikada yürümek

Ladin ile birlikte evle okul arasındaki kısacık yolu yürüyoruz. O yol bana hep aynı şeyi anlatıyor. Kulak veriyorum, dinliyorum ama değişmek ne zor.


Ladin'in okulu hemen yan binada. Gerçekten çok şanslıyız. Bir senedir Ladin ile birlikte evle okul arasındaki kısacık yolu yürüyoruz. Her sabah ve her akşam. Bir senedir, o yol bana hep aynı şeyi anlatıp duruyor. Kulak veriyorum, dinliyorum, anlıyorum ama değişmek ne zor.

Sabahları kapıdan adımımızı atar atmaz, Ladin önce çimenlerin üzerindeki salyangoza takılıyor. Çömelip ona öylece bakıyor. Beni de çağırıyor. Ben de çömeliyorum ve uzunca bir süre sadece salyangoza bakıyoruz. Salyangozun muhakkak ki bir hikayesi var. O ya işe giden bir anne ya da bir yavru. Bu benim hayatımda yeni. Çocukluğumdan beri çömelip öylece bir salyangoza bakmamışım. Salyangoza hikayeler yazmamışım. İlk birkaç dakika çok iyiyim, ben de kızımla orada bir salyangoza bakmanın tadını çıkarıyorum, sonrasında huzursuzlanmaya başlıyorum. İçimi tuhaf bir telaş kaplıyor, sabırsızlık. Şimdi şuracıkta bu sabırsızlığı meşrulaştıracak en az on tane haklı neden sayabilirim, ama neden hiçbiri değil biliyorum. Ladin o salyangozun başında saatlerce kalabilir, okula gitmekte olduğunu unutabilir. Yaşamak denen şeyin çömelip bir salyangoza boş boş bakmak, ona hikayeler yazmaktan başka bir şey olmadığını bile bile, göre göre o anı hep bozuyorum.

''Hadi Ladin okula geç kalıyoruz''.

Çünkü o yolu kat etmem lazım hem de bir an önce. Size bunu neden gerekli olduğuna dair on tane meşru neden sayabilirim. Ama neden hiçbiri değil biliyorum. Sanki her iki omuzumda birer melek var. Birisi; ''bak hayat bu, böyle akıyor işte'' diyor. Ötekisi; ''o emailleri bugün de yanıtlamazsan, birikecek'' diye sinsice fısıldıyor.  

Salyangozun başından kalkıyoruz. Üç bilemedin beş dakika sonra, Ladin sitenin sıvası dökülen duvarlarına takılıyor. Onları kıtır kıtır soymak hoşuna gidiyor, elini pütürlü duvarda gezdirmenin yarattığı hissin tadını uzun uzun çıkarıyor. Her seferinde bana dönüp ''anne bak'' diyor. Omuzumdaki meleklerden birini duyuyorum; ''sen de gezdir elini duvarda ne güzel diyor...'' Elimi gezdirmeye başlıyorum. Diğer melek fısıldıyor; '' Evden çıkmadan, manavı arayacaktın ama bu gidişle yapamayacaksın''.

Yolumuzun üstündeki ağaçlar, yere dökülen yemişler, kozalaklar, yolda duran ıslanıp kirlenmiş bir kağıt mendil, her sabah bizi karşılayan kuyruksuz kedi, durup seyrettiğimiz çöp kamyonu, yüzümüze yüzümüze esen rüzgar, rüzgârda sürüklenen poşet....

''anne bak!''

Ladin hepsi için duruyor. Hepsine uzun uzun bakıyor. Hepsini ayrı ayrı merak ediyor.
Meleklerden biri; ''Ladin ile rüzgarda uçuşan poşete bakmak ne güzel'' diyor.
Diğer melek fısıldıyor; ''amma yavaş yürüyor bu çocuk, zaten kıyafetlerini de bir saatte zor giymişti''.

Her durakta sabırsızlığım artıyor. Hatta Ladin'e kızgınlık duymaya başlıyorum.

Hadi Ladin...
Yürü Ladin...

Çabuk Ladin...

Yolun başındaki halimle sonundaki halim, birbirine benzemiyor. Sanki çömelip o salyangoza bakmanın tadını bir süre de olsa çıkaran ben değilim. O birkaç metrede değişiyorum. İki melekten birini duyamaz oluyorum.

Sonunda okula varıyoruz. Ladin'i bırakıp aynı yolu geri dönüyorum. Herhalde bir dakika falan süsüyor. Hiçbir şeyi görmüyorum, duymuyorum. Eve nasıl geldiğimi bile anlamadan kendimi evde buluyorum.

Sonra bazen bir şeyler bu oyunu bozuyor. Bir anda gözümü alan güneş. Masmavi gökyüzüne asılı kalmış bembeyaz bulutlar. Yeni açmış çiçekler, birbirini koklayıp duran iki köpek. O zaman ben de duruyorum, tıpkı Ladin gibi. Apartmanın önündeki çimlere yatıyorum boş boş bulutlara bakıyorum. Güneş yüzümü ısıtıyor.

Omuzumdaki meleklerden biri ''sadece nefes al'' diyor. Ötekisi sinsice fısıldıyor; ''istersen bir de tweet at''. 

Esra Sert'i facebook'ta takip etmek için tıklayın.
On metre yolu on dakikada yürümek

Başçı, 'yılın merkez bankası başkanı' seçildi

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, The Banker tarafından ''Avrupa'da ve dünyada Yılın Merkez Bankası Başkanı'' seçildi.


1928 yılında kurulan ve küresel finans piyasaları tarafından yakından takip edilen The Banker Dergisi, Başçı'nın ''Yılın Merkez Bankası Başkanı'' ödüllerinin 2012'de ekonomik türbülansında ülkelerinin ekonomilerini başarıyla yöneten yetkililere verildiğini vurguladı.

The Banker, Başçı'nın ''Dünyada ve Avrupa'da Yılın Merkez Bankası Başkanı'' olarak seçilmesine gerekçe olarak şu ifadeleri kullandı:

''Uluslararası Para Fonu (IMF), ABD ve Avrupa'daki çok düşük faiz oranları ve bunun sonucu olarak gelişmekte olan piyasa varlıklarına akın eden sermaye nedeniyle, uzun yıllardır muhalefet ettiği sermaye kontrolleriyle ilgili duruşunu 2012 yılı Aralık ayında değiştirdi. 2011 yılında Çin'den sonra dünyanın ikinci en hızlı büyüyen ekonomisi olan ve bunu kambiyo kontrolü olmaksızın başaran Türkiye bu sıcak paranın geldiği önemli istikametlerden biri oldu.

Bu durum Türk Lirası üzerinde değerlenme baskısı oluşturuyordu ama Erdem Başçı, IMF'nin bu çarpıcı politika değişikliği karşısında para politikasında bir değişikliğe gitmeye gerek görmedi. Çünkü; Erdem Başçı, (Özenle tasarlanmış makro ihtiyati politika araçları uygulandığı zaman, sermaye kontrollerine başvurmadan sermaye akımlarında istikrar sağlanabileceğini) söylüyordu.

Başçı'nın böyle düşünmesinin nedeni Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) dalgalı döviz kuru rejimini muhafaza ederken sıcak para girişlerini yumuşatmak için tasarlanan yenilikçi politikaları, diğer gelişmekte olan ülkelerden önce uygulaması olabilir. 2010 yılı sonundan itibaren, Türk lirasındaki değerlenme baskısını engellemek için yapılan bir dizi faiz indiriminin tasarımı ve icra edilmesinin merkezinde de Erdem Başçı bulunuyordu.

TCMB bu dönemde politika faizinin yanında bir de faiz koridoru uygulamasına başladı. Bu durum güçlü sermaye akımlarının daha düşük getiri sağlamasına yol açtı ve böylece getiri arayışında olan yabancı paranın Türkiye'ye gelmesini yavaşlattı.

Yıllık kredi artışı yüzde 30'dan fazla olduğu için düşük faiz oranlarından korunmak ve aşırı ısınmayı önlemek amacıyla bir çeşit parasal sıkılaştırma yapılması gerekliydi. Bu sıkılaştırma yüksek zorunlu karşılık oranları ile sağlandı. Bankalar faiz artış sinyaline daha alışkın olduklarından bu durumu önce yadırgadılar, ama TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun ortak çalışması sinyalin doğru anlaşılmasını sağladı.''

MERKEZ BANKASI'NIN YENİ POLİTİKALARI
Bu dönemde Erdem Başçı'nın ''Talep bileşimi ve sermaye akımlarının finansman yapısının istenilen yönde hareket etmeye başladığını ve iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin 2011 ortalarından itibaren devam ettiğini'' ifade ettiğini belirten Dergi, Merkez Bankası'nın son dönemde Rezerv Opsiyonu Mekanizması'nı (ROM) uygulamaya koyduğunu ve bu mekanizmanın, bankaların TL zorunlu karşılıklarının yüzde 60'a kadarını döviz, yüzde 30'a kadarını ise altın olarak tutmalarına imkan verdiğini hatırlattı.

'HALA TEYAKKUZ HALİNDE'
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın, ''Bu mekanizmanın para politikasının esnekliğini artırdığını ve Türkiye'nin karşılaştığı kısa dönem sermaye akımları için otomatik dengeleyici olduğunu'' söylediği de hatırlatılan dergide, şöyle denildi:

''Sonuçlar en azından şimdiye kadar yumuşak inişin gerçekleştiğini ve korkulan sert büyüme ve daralma senaryosunun gerçekleşmediğini göstermekte. Ancak Erdem Başçı hala teyakkuz halinde ve önemli gördüğü bazı noktalara dikkat çekiyor; 'Euro Bölgesinde daha acil olarak gereksinim duyulan adımlar atılıyor.

ABD ve Japonya'da ise öncelik maliye politikasındaki belirsizliğin bir an önce azaltılmasındadır. Gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının uzun bir müddet düşük seviyelerde kalacağı beklentisi alternatif getiri arayışını canlı tutmaktadır. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde kısa vadeli sermaye hareketlerindeki oynaklığın sürmesi yüksek bir olasılık olarak görülmektedir. Böyle bir konjonktürde zengin politika araç çeşitliliği, gelişmekte olan ülkeler için çok değerli olacaktır.''

Bu arada, 2012 yılında, Kanada Merkez Bankası Başkanı Mark Carney Amerika'da Yılın Merkez Bankası Başkanı, Filipinler Merkez Bankası Başkanı Amando Tetangco Asya-Pasifik'te Yılın Merkez Bankası Başkanı seçildi. Suudi Arabistan Merkez Bankası Fahad El-Mübarek Ortadoğu'da Yılın Merkez Bankası Başkanı ve Angola Merkez Bankası Başkanı Jose Massano da, Afrika'da Yılın Merkez Bankası Başkanı seçildi.

Geçen yıl dünyada yılın en iyi merkez bankası başkanı ödülüne Meksika Merkez Bankası Başkanı Agustin Carstens layık görülmüştü.
Başçı, 'yılın merkez bankası başkanı' seçildi

THY'nin 16 seferine kar engeli

THY, İstanbul'da etkili olan kar yağışı nedeniyle 16 seferini iptal ettiğini duyurdu.


İSTANBUL - Türk Hava Yolları (THY) İstanbul'da etkisini sürdüren kar yağışı nedeniyle, bugün yapılması planlanan yurt içi ve yurt dışı hatlardaki 16 seferi iptal etti.

THY'den yapılan açıklamada, bugün kar yağışı nedeniyle 102 seferin iptal edildiği anımsatılarak, bugün de dış hatlarda, Tiflis, Tel Aviv ve Medine; iç hatlarda ise Kayseri, Muğla Milas-Bodrum, İzmir, Trabzon, Adana ve Ankara'ya düzenlenmesi planlanan karşılıklı 16 seferin yapılamayacağı bildirildi.

Dün akşam saatlerinde yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Son günlerde yaşanan olumsuz hava koşulları sebebiyle 7-8-9 Ocak 2013 tarihli İstanbul varışlı ve çıkışlı tüm seferlere bilet almış yolcuların, 15 Ocak 2013 (dahil) tarihine kadar işlem yaptırması kaydıyla ücret kurallarına bakılmaksızın, rezervasyon ve parkur değişiklikleri aynı ücret sınıfında yer olmasına bakılmaksızın ücretsiz olarak yapılacaktır.

Kullanılmamış biletler, ücret kurallarına bakılmaksızın cezasız olarak iade edilecektir. İstendiğinde biletler herhangi bir ücret ve ceza alınmaksızın 15 Ocak 2013 (dahil) tarihine kadar uzatılabilecektir. Bilet süresinin 16 Ocak 2013 (dahil) ve sonrası için uzatılması talebi hali hazırdaki ücret kuralları doğrultusunda yapılacaktır.''

Yolculara, havaalanına gelmeden önce ''444 0 849'' numaralı çağrı merkezini arayarak bilgi almaları uyarısında bulunuldu.
THY'nin 16 seferine kar engeli

Galatasaray, Sneijder'i borsaya bildirdi -

Galatasaray Kulübü, Interli futbolcu Wesley Sneijder'in transferi için kulübüyle görüşmelere başlandığını borsaya bildirdi.


Galatasaray Sneijder transferinde sona yaklaştı.

Sarı-kırmızılı yönetim, Interli futbolcu Wesley Sneijder'in transferi için kulübüyle görüşmelere başlandığını borsaya bildirdi.

Şampiyonlar Ligi'nde forma giymek isteyen Wesley Sneijder'le de maddi konularda mutabakata varıldı.

Ancak Hollandalı yıldız konuyu son bir kez ailesine danışmak için Galatasaray'dan cuma gününe kadar izin istedi.

Sneijder'in ailesinin de onay vermesi durumunda 28 yaşındaki oyuncunun cuma günü İstanbul'a gelmesi bekleniyor.
Galatasaray, Sneijder'i borsaya bildirdi -

2013 Yılında Neler Olacak? -

2013 yılına Jüpiter'in İkizler burcundaki seyrinin desteğiyle havave ateş grupları yıla daha şanslı başlayacak.


2013 yılına Jüpiter'in İkizler burcundaki seyrinin desteğiyle hava
ve ateş grupları yıla daha şanslı başlayacak. İkizler, Kova, Terazi ve Yay
burçları Haziran sonuna kadar Jüpiter'in desteğiyle özel
hayatlarında ve iş hayatlarında ilerleme kaydedebilirler.

Temmuz ayından itibaren Jüpiter'in Yengeç burcuna geçmesi ile
birlikte başta Yengeçler ve Oğlaklar olmak üzere Akrep ve Balık burçları
da Jüpiter'in bereketinden yararlanabilecekler.

Satürn Akrep burcunda yıl boyu yol almaya devam edecek. Akrep burçlarının hayatlarında
sorumlulukları artarken, çeşitli sınavlarla da karşılaşabilirler. Akrep ve
Boğa hattında meydana gelecek olan tutulmalar Akrep ve Boğa burçlarının
hayatlarında önemli değişimler ve ilerlemeler yaratabilir. Boğa burçları
ilişkiler ve ortaklıklar alanında yeni adımlar atabilirler.

Uranüs'ün Koç burcundaki ve Plüton'un Oğlak burcundaki seyri
yıl boyunca devam edecek. Öncü grup burçlar Koç, Terazi, Oğlak ve
Yengeçler yıl boyunca bu iki ağır gezegenin zorlayıcı etkisini üzerlerinde
hissedebilirler. Jüpiter'in desteğiyle Yengeç ve Oğlaklar bu yılın
ikinci yarısı daha rahat olabilecekler ve hayatlarında ileriye doğru
şanslı adımlar atabilecekler.

Kova ve Aslan burçları Satürn açıları ve tutulmalar ile birlikte aile ve
kariyer hayatlarında bazı zorlanmalar ve değişimler yaşayabilirler. Kova
burçlarının Kariyer ile ilgili sorumlulukları artacak ve daha fazla
inisiyatif kullanmaya başlayabilecekler. Aslan burçlarının evleri ve aile
hayatları etkilenebilir bu yıl. Bir çok Aslan burcu yeni ev alabilir,
satabilir, taşınabilir. Bazı Aslan burçlarının ebeveynleri ve aile üyeleri
ile daha fazla ilgilenmesi gerekebilir. Balık ve Başak burçları yılın
ikinci yarısı çok şanslı görünüyorlar. Başak burçları geçen yıl
yaşadıkları zorluklardan bu yıl güçlenerek kurtulacaklar. Balık burçları
ise Jüpiter, Neptün ve Satürn'ün su burçlarında yaptığı üçlü transit
etkiden en fazla yararlanabilecek burç olabilir. Balık burçları uzun
zamandır hayalini kurdukları kavramları bu yıl hayata geçirebilirler.

Astrolog Demet Baltacı
http://www.bilincokulu.com
2013 Yılında Neler Olacak? -

Otobüs şarampole yuvarlandı: 27 yaralı

İstanbul Küçükçekmece'de bir halk otobüsü yağış nedeniyle kayganlaşan yolda kontrolden çıkarak göl kenarına devrildi. Kazada 27 kişinin yaralandığı bildirildi.


İSTANBUL - Küçükçekmece'de bir halk otobüsünin devrilmesi sonucu 27 kişi yaralandı.

Kayaşehir - Yenibosna hattında çalışan halk otobüsü, olumsuz hava koşulları nedeniyle kontrolden çıkarak göl kenarına uçtu.

Kazada 27 yolcu yaralandı.

Yolculardan bazıları kendi çabaları ile araçtan çıkarken bazıları otobüste mahsur kaldı.

Otobüsün şoförü ve mahsur kalan yolcular, olay yerine sevk edilen itfaiye ekipleri tarafından uzun uğraşlar sonunda kurtarıldı.

Ağır hasar gören otobüs ise vinç yardımıyla yaklaşık 1 saat süren çalışmanın ardından kaldırıldı.
Otobüs şarampole yuvarlandı: 27 yaralı

Masal ve gerçek arasında bir dünya

Hale Karpuzcu ilk kişisel sergisinde masal dünyası ile gerçek dünya arasında gidip gelen çocuğa odaklanıyor.


İSTANBUL - Hale Karpuzcu, çocuğa biçilen "biricik" role dikkat çekiyor. Karpuzcu'ya göre, çocuk kendini birey olarak var etmek istese de, toplum ona tek bir rol biçmiştir. O da kendinin çocuğu olduğunu dayatan bir bakışla ortaya çıkarılan insan yavrusu rolüdür.

Sanatçı, "insan yavrusu"nu farklı durumlarda ele alarak gerçeklik ve masalsılık arasındaki geçişkenliği de sorguluyor.

Karpuzcu: " … Çocuk masal dünyası ile gerçek dünya arasında gidip gelir. İki dünya arasındaki bu gezinti hem keyiflidir hem de kendi istemediği anlarda gerçek tarafa geçmek zorunda kalan çocuğu zorlar. Bu durumlarda kimse onun çocuk olduğunu hatırlamaz. İşte o zaman bu küçük yavrucuk, 'İnsan yavrusu' değildir."

Bazen koskocaman bir farenin karşısında oyuncak silahıyla, bazen kürkler ve mücevherler içinde, bazen oyuncak askerin kurşunuyla yaralanmış insan yavruları Türker Art'ın duvarlarından zihinlerimize taşınıyor. Hale Karpuzcu, yağlı boya resimlerine yetişkinleri dahil ediş üslubuyla da dikkat çekiyor. Yetişkin dünyasına ait nesneler ya da yetişkinler sanatçının işlerinde oyuncak olarak yer alıyor.

Karpuzcu'nun sergisi 17 Ocak-17 Şubat 2013 tarihleri arasında ziyaret edilebilir.
Masal ve gerçek arasında bir dünya

İstanbul’da kar tatili uzadı

İstanbul'da etkili olan kar yağışı nedeniyle okullar bugün de tatil.


İSTANBUL - Kentte iki gündür etkili olan kar yağışı, günlük yaşamı olumsuz etkiliyor.

İstanbul Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Meteoroloji yetkililerince yapılan son değerlendirmelere göre, kentte devam eden kar yağışının yarın da (bugün) etkisini daha yoğun hissettirerek süreceğinin tahmin edildiği belirtildi.

Açıklamada, şöyle denildi: ''Don ve buzlanmanın özellikle ara cadde ve sokaklarda araç trafiği ve yaya ulaşımında meydana getirebileceği olumsuz etkiler göz önüne alınarak, tedbir amacıyla anaokulları ile ilk, orta ve liselerde eğitim ve öğretime 9 Ocak Çarşamba günü de ara verilmesi uygun görülmüştür.''

Valilik açıklamasında, aynı gün kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli personel ile hamilelerin de idari izinli sayılacağı bildirildi.

Kar yağışı nedeniyle İstanbul'da eğitime dün de ara verilmişti.
İstanbul'da kar tatili uzadı

‘Üç gün önceki deprem öncüymüş’

Uzmanlar, Ege'de meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremi değerlendirdi. Jeoloji Mühendisi Ahmet Ercan, bölgede üç gün önce sarsıntı olduğunu belirterek, "Anlaşılıyor ki o deprem bugünkü depremin öncüsüymüş" dedi.


İSTANBUL - Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan ve İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, Ege Denizi'de meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremi NTV canlı yayınında yorumladı.

Bölgedeki fayların bir süredir gergin olduğunu vurgulayan Ahmet Ercan, şöyle konuştu:

"Ege'de 'deprem gerdanlığı' diye andığım Girit, Rodos, Fethiye, Marmaris, Bodrum, Kuşadası, İzmir, Dikili, Çanakkale, Dedeağaç ve Kavala'da yaklaşık bir aydır deprem yoğunlaşması vardı. Bu bölgede bir süredir yanardağ çalışmaları yapıyoruz. Bu gerdanlığın üzerinde bir deprem olması beklentilerimizin arasındaydı.

Nitekim üç gün önce Saros Körfez'inde bugün depremin olduğu yerde 4.0 büyüklüğünde bir deprem olmuştu. Şu anda anlaşılıyor ki, o deprem bugünkü depremin öncüsü olarak ortaya çıkıyor.

'2013 DORUK DEPREMLER YILI OLACAK'
Bu gerdanlık üstünde başka depremler olacaktır, gerdanlığın tamamı etkin. Belki bu gerdanlığın üzerinde denizaltı yanardağlarının etkileşmesi bile söz konusu. Yerin çekirdeğindeki dengesizlik nedeniyle 2013 bir doruk depremler, afetler yılı olacağını daha önce söylemiştim. Her şey beklendiği gibi gidiyor. Ama bunu sadece Türkiye için değil, Dünya için söylemiştik. Bölgede 6.2 büyüklüğünde depremin arkasından daha büyük deprem olacağını düşünmüyorum."

İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz de depremin Saros'la alakalı olmadığını ifade ederek, "Bozcaada'nın güneyinde, Biga Yarımadası'nın açığındaki bir bölgeyi işaret ediyor. Saros Körfezi'yle alakalı bir fay olarak görünmüyor. Saros'un bir hayli güneyinde, aşağı yukarı Edremit Körfezi'nin biraz açıklarında olan bir deprem. Biga Yarımdası'ndan Ege Denizi'nin içine uzanan çeşitli fay kollarının olduğunu biliyoruz. Bu fay kollarının üzerinde gelişmiş bir deprem olduğunu tahmin ediyoruz" diye konuştu.

Anadolu Ajansı'na konuşan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aydın Büyüksaraç ise depremle ilgili olarak ''Bu deprem beklenilen büyük depremin devamı değil. Bağımsız bir deprem, öncü bir deprem de değil'' dedi.
'Üç gün önceki deprem öncüymüş'

AFAD: 6.2, USGS: 5.7, EMSC: 5.8

Her büyük depremde olduğu gibi bu kez de dünyanın önde gelen ölçümleme merkezleri ile AFAD farklı sonuçlar açıkladı.


AFAD'ın 6.2 olarak ölçtüğü Ege Denizi'nde deprem, ABD ve Avrupalı kurumlar tarafından farklı ölçüldü.

Amerikan Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS), Çanakkale civarında hissedilen depremin büyüklüğünü 5.7 olarak açıkladı.

USGS'ye sarsıntı 9.9 kilometre derinlikte meydana geldi. kurumun verilerine göre, deprem Bozcaada'ya 47 ve Çanakkale'ye 89 kilometre uzaklıkta gerçekleşti

Avrupa-Akdeniz Sismografi Merkezi (EMSC), saat 16.16'da Çanakkale açıklarında meydana gelen depremin büyüklüğünü 5.8 olarak ölçtü.

EMSC'ye göre deprem, İzmir'e 193 ve Ezine'ye 69 kilometre uzaklıkta meydana geldi.

Daha önceki depremlerde de benzer farklar ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine yapılan açıklamalarda ölçümleme sistemleri arasındaki farklara dikkat çekilmişti.
AFAD: 6.2, USGS: 5.7, EMSC: 5.8

Dönüşüm dev ekranlardan anlatılacak

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşümden hava kirliliği ölçümüne kadar alanındaki tüm bilgileri paylaşmak için şehir merkezlerine dev ekranlar kurmaya hazırlanıyor. Uygulamaya, 2013 yılının ilk çeyreğinde Ankara'da başlanılacak.


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşümden hava kirliliği ölçümüne kadar alanındaki tüm bilgileri vatandaşlarla paylaşmak için şehir merkezlerine dev ekranlar kurmaya hazırlanıyor.

Özel ve kamu kuruluşlarınca halkı bilinçlendirmek ve reklam amaçlarıyla yararlanılan LED ekranlar, Bakanlık tarafından da çevre ve kentsel dönüşüm gibi konularda halkı bilinçlendirmek için kullanılacak.

Uygulamaya, 2013 yılının ilk çeyreğinde, pilot bölge olarak Ankara'dan başlanılacak. Ankara'da 5 noktaya kurulacak LED ekranlar sayesinde vatandaşlar, Bakanlık faaliyetleri konusunda anında bilgilendirilecek.

LED ekranlardan, Bakanlığın faaliyetlerinin yanı sıra 81 il merkezindeki hava kalitesi ölçüm istasyonlarından elde edilen gerçek zamanlı veriler de kamuoyunun bilgisine sunulacak.

Tek merkezden yönetilecek ve birbirinden bağımsız içerik yayınlanabilecek LED ekranlar, istenildiğinde canlı televizyon yayını olarak da kullanılabilecek.

Pilot il seçilen Ankara'da LED ekranlar, ilk olarak İller Bankası Genel Müdürlüğü bahçesi, Sağlık Bakanlığı (Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı) bahçesi, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Ankara I. Bölge Müdürlüğü bahçesi, Ankara-Konya yolu Gölbaşı PTT önü ve Keçiören İlçe Tapu Müdürlüğü bahçesine yerleştirilecek.

Bakanlık, LED ekran çalışmasını diğer illerde de uygulayacak.
Dönüşüm dev ekranlardan anlatılacak

Türkiye'nin batısı 6.2'yle sallandı

Ege Denizi'nde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, Ege ve Marmara'da geniş bir bölgede hissedildi. Vatandaşlar panik yaşadı. Deprem sonrası büyüklüğü 3.1 ile 3.7 arasında değişen çok sayıda artçı sarsıntı kaydedildi.


İSTANBUL - Ege Denizi'nde saat 16.16'da bir deprem meydana geldi.

Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD), merkez üssü Ege Denizi olan depremin büyüklüğünün 6.2 olduğunu açıkladı.

Avrupa-Akdeniz Sismografi Merkezi, depremin büyüklüğünü 5.8 olarak ölçtü.

Bozcaada'nın 47 kilometre açığında meydana gelen deprem, Ege Bölgesi başta olmak üzere geniş bir alanda hissedildi.

Çanakkale'nin yanı sıra Bursa, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, İstanbul ve İzmir'in de aralarında bulunduğu birçok il sallandı.

Depre, halk arasında paniğe neden oldu.

ÇANAKKALE VALİSİ: CAN VE MAL KAYBI YOK
Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, depremin ardından NTV'nin canlı yayında bilgiler verdi. Vatandaşlara "geçmiş olsun" diyen Vali Tuna, "Depremin süresi 30 saniyeyi geçti. 30 saniye ile 1 dakika sürdü. Şu ana kadar herhangi can ya da mal kaybı olmadı" diye konuştu.

GÖKHAN: KENTTE BİR SIKINTI GÖRÜLMÜYOR
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da, şu an için kentte herhangi bir sıkıntı olmadığını dile getirdi. Gökhan, "Yıkılma ya da hasar yok. Arkadaşlarımız hasar tespiti için kenti geziyor. Sarsıntı biraz uzun sürdü ama şu anda vukuatsız atlattığımızı hissediyoruz. Vatandaşlarımız şu an sakin, işlerine geri döndüler" dedi.

MUTAY: EN BÜYÜK DEPREMLERDEN BİRİ
Bozcaada Belediye Başkanı Mustafa Mutay da, ''Ada için şimdiye kadar olan depremlerin en büyüklerinden birini yaşadık. Deprem sırasında biraz panik yaşadık, ancak şimdi hayat normale döndü'' dedi.

HOPARLÖRDEN 'SAKİN OLUN' ANONSU
Deprem nedeniyle internet ve telefon bağlantılarında bir süre sıkıntı yaşandı. Belediye hoparlöründen anons yapılarak halkın sakin olmasını istedi.

Deprem haberi üzerine Ankara'daki Afet Operasyon Merkzi'nde kriz masası kuruldu ve Kızılay alarm durumuna geçti. Ancak bölgeden can kaybı olmadığı yönünde haberler gelince, alarm durumu sona erdirildi.

ARTÇILAR
Depremin ardından büyüklükleri 3.1 ile 3.7 arasında değişen çok sayıda artçı sarsıntı kaydedildi.
Türkiye'nin batısı 6.2'yle sallandı

Kardashian-West çifti ilk evlerini aldı

Geçtiğimiz günlerde bebek sahibi olacaklarını açıklayan oyuncu Kim Kardashian ile erkek arkadaşı şarkıcı Kanye West birlikte yaşayacakları evi satın aldı. Çift Kaliforniya'da bulunan ev için 11 milyon dolar ödedi.


ABD'li TV yıldızı Kim Kardashian ile erkek arkadaşı şarkıcı Kanye West birlikte yaşayacakları evi seçti. Yakında bebek sahibi olacak olan çift Kaliforniya'nın Bel Air bölgesinde 11 milyon dolara bir ev satın aldı.

Magazin sitesi TMZ'nin haberine göre yaklaşık 1000 metrekare genişliğindeki ev dev kapılarla çevrelenen özel bir alanda yer alıyor.

Kardashian-West çiftinin en yakın komşularından biri ise Hollywood'un ünlü oyuncusu Jennifer Aniston olacak.

West geçtiğimiz hafta konseri sırasında kendisini izleyen Kardashian'ı göstermiş ve "bebeğimin annesi için alkış lütfen" diyerek hayranlarına bebek haberini vermişti.
Kardashian-West çifti ilk evlerini aldı

Aysal, Sneijder transferinde ilk kez konuştu -

Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, İtalya'nın İnter Kulübü'nde forma giyen Hollandalı futbolcu Wesley Sneijder için transfer görüşmelerinde bulunduklarını açıkladı.


İSTANBUL - Galatasaray TV'de canlı yayın konuğu olduğu programda açıklamalarda bulunan Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, ismi sarı-kırmızılı kulüple anılan Hollandalı oyuncu Wesley Sneijder'in durumuna da açıklık getirdi.

İnter Kulübü Başkanı Massimo Moratti ile dün İtalya'da yemek yediğini aktaran Aysal, şunları söyledi:

''Daha önceden planlanmış bir yemekti. Alt yapıda futbolcu yetiştirme ve verme konularında nasıl bir işbirliği kurulabileceğini konuştuk. Yemekte Sneijder konusu da konuşuldu. Transfer müspet bir ivme kazanmıştır. Teknik arkadaşlarımız oturup müzakere edecekler. Ben de talimatını verdim. Sanıyorum önümüzdeki günlerde netleşir. İki kulübün başkanı olarak bu konuda bir irade beyanında bulunduk. Ama futbolda çok detay var. Aile faktörü de çok önemli. Müzakerelerde zannediyorum bizim istediğimiz ölçüde fiyat indirimi sağlanacaktır.''

Aysal, Milan Kulübü yöneticisi Adriano Galliani ile de görüştüğünü belirterek, ''Kendisi Milano'da olduğumu öğrenmiş ve beni davet etti. Ofisinde görüştük. Her iki takımdan da başka talebimiz olmadı. Onlara da talepleri olursa görüşebileceğimizi söyledik'' ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'in kendilerine bir transfer listesi sunduğunu aktaran başkan Aysal, bu listede, basına isimleri yansıyan Wesley Sneijder, Carlinhos ve Nacer Chadli'nin bulunduğunu doğrularken, Milan'lı futbolcu Luca Antonini'nin ise gündemlerinde olmadığını kaydetti.
Aysal, Sneijder transferinde ilk kez konuştu -

'Gerçekler, gösterdiğimden bin kere daha kötü'

Quentin Tarantino, son filmi Django Unchained'deki şiddetin, bir dönem kölelere uygulanandan daha fazla olmadığını vurguladı.


BERLİN - Amerikalı yönetmen Quentin Tarantino, son filminin Berlin'deki gösteriminde gazetecilere yaptığı açıklamada, bir dönem Amerikalı "sahip"lerin siyahi kölelere uyguladığı şiddeti kast ederek, "Gerçekler, benim gösterdiğimden bin kere daha kötü" dedi.

Tarantino, Amerikalıların kölelere vahşice uyguladığı şiddeti tüm boyutlarıyla göstermesinin mümkün olmadığını da söyledi.

Şiddet sahnelerini cesurca kullanmasıyla tanınan ünlü yönetmenin son filmi, 25 Aralık 2012'de Amerikalı seyirciyle buluşmuştu.

Jamie Fox, Kerry Washington, Leonardo DiCaprio, Christoph Waltz ve Samuel L. Jackson'ın rol aldığı film, iç savaş öncesinde siyahi bir kölenin, bir avcının da desteğini alarak beyaz "sahip"lerin elinden eşini kurtarmasını konu alıyor.
'Gerçekler, gösterdiğimden bin kere daha kötü'

Ünal'dan MHP ve BDP'ye: Tahterevalli siyaseti - Siyaset

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, İmralı görüşmeleriyle ilgili açıklama yapan MHP ve BDP'yi eleştirdi. Ünal, "MHP ve BDP'nin yaklaşımı devlet aklından uzaktır. Bu tahterevalli siyasetidir" dedi.


ANKARA - AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, İmralı'daki görüşmeleriyle ilgili muhalefetten gelen açıklamaları değerlendirdi.

Terörün ülkenin ortak sorunu olduğunun altını çizen Ünal, "Türkiye 30 yıldan beri yakıcı sorunla mücadele ediyor. AK Parti bu sorunu çözmek için sorumluluk ve siyasi risk almıştır. Bu sorunla ilgili hiç kimsenin farklı siyaset ya da sorumsuz siyaset gütmesi sözkonusu olamaz'' dedi.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Meclis'teki Grup Toplantısı'na yaptığı açıklamaya tepki gösteren Ünal, "Bu metni hazırlayıp Sayın Devlet Bahçeli'nin önüne koyan zihniyet, sorunlu ve klinik bir zihniyettir. Sorunun mucidi bu zihniyettir. Herkesi hain gören zihniyet sorunludur" dedi.

Konuşmasında BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarına da tepki gösteren Ünal, "Çözüm girişimini siyasi bir fırsata dönüştürme isteği önümüzde sorun olarak durmaktadır" diye konuştu.

MHP ve BDP'nin çözüme katkı sunmadığını savunan Mahir Ünal, "MHP ve BDP'nin yaklaşımı devlet aklından uzaktır. Bu tahterevalli siyasetidir" ifadelerini kullandı.

"Hükümete açık kredi veriyoruz" diyen CHP'nin tavrını da eleştiren Ünal, "İç mutabakatını sağlayamamış bir ana muhalefetle karşı karşıyayız" diye konuştu.

Süreçte iki farklı bakışın olduğunu vurgulayan AK Parti Grup Başkanvekili Ünal, şöyle konuştu: "Çözümden yana olanlar ile maalesef bu sorundan beslenenler var. Bu bir samimiyet testidir."
Ünal'dan MHP ve BDP'ye: Tahterevalli siyaseti - Siyaset

Türk, İmralı görüşmesini anlattı - Siyaset

Ahmet Türk, geçen hafta İmralı'da Öcalan'la yaptıkları görüşmenin ayrıntılarını anlattı. Devlet yetkililerinin görüşmenin gizli kalması yönünde bir talebi olmadığını söyleyen Türk, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın görüşmede olmadığını ifade etti.


Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, İmralı görüşmesinin perde arkasını gazeteci Ahmet Hakan'a anlattı.

Adalet Bakanlığı'nın izni doğrultusunda ziyaretin gerçekleştiğini söyleyen Türk, Ayla Akat Ata ile birlikte Abdullah Öcalan'la 2 saatten fazla bir süre görüştüklerini söyledi.

Öcalan'ın 'demokrasi' içerisinde sorunu çözmek istediğini kaydeden Türk, görüşmenin gizli kalmasına yönelik devlet yetkililerinden bir talep olmadığını belirterek şunları söyledi:

"Halktan, toplumdan saklanarak yapılan işlerden sonuç alınamayacağı inancındayım. Toplum nelerin yapıldığı konusunda bilgi sahibi olursa, işin yürütülmesi daha kolaylaşır. Ama bu her şeyi toplum önünde tartışalım anlamına gelmemeli.

Bence buradaki çalışma ile, bir yerde toplumun da bu çalışmanın farkında olması haberdar olması istendi. Daha biz adadayken baktık manşetler tartışmalar ortaya çıktı. Bu yapılması gereken, doğru olandı."

'FİDAN GÖRÜŞMEDE YOKTU'
Türk, MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın görüşmede olup olmadığının sorulması üzerine, "Biz gittiğimizde adada yoktu kendisi" dedi.

'SONUÇ ALINMAZSA UMUTLAR TÜKENİR'
Silahlı mücadele ile ilgili kararı Öcalan'ın verebileceğini dile getiren Ahmet Türk, "Kendisine 'Silahlı mücadeleye nasıl bakıyorsunuz?' diye bir sorumuz olmadı. Bu konuda bizim söylediğimiz; demokratik zeminde biz nasıl kolaylaştırıcı bir rol oynayabiliriz. Mesela son 3 yıl, kaybedilen 3 yıldır diyor. Bunu dile getiriyor. Bu kadar asker, polis, gencimiz gitti. Yani bunu çok açık bir şekilde dile getiriyor. Halkların kardeşliğine zarar vermemek için meseleyi titizlikle ele almamız gerekir diyor. Bu çalışmalar sonuç alınacak bir noktaya getirilmezse, inanın ki artık hiç kimse artık barış kelimesini dile getirmez. Artık umutlar tükenir" diye konuştu.

'ANAHTAR İMRALI'DA'
'Çözümün anahtarının İmralı'da olduğunu' söyleyen Türk, şöyle devam etti:

"Başından beri biz hep bunu söyledik. Anahtar İmralı'dadır. Çözümü gerçekleştirebilecek İmralı'nın tavrıdır, kararıdır, duruşudur. Bunu hep dile getirdik. Bunu dile getirirken bunlar işte siyaseten kendilerini hiçleştiriyor gibi bir tepkiyle de karşı karşıyaydık.

Karar verici noktada değiliz. Karar verici noktada olan Öcalan'ın kendisidir. Öcalan, halk tarafından lider olarak kabul gören, ve kolay kolay da kendisini boşa çıkaracak bir yaklaşımın da olmayacağını da düşünerek de bunu söylüyorum ki Sayın Öcalan'ın ortaya koyacağı irade, tüm Kürt halkı tarafından kabul görecektir.

Hiçbir lider de kendi başına karar vermez mutlaka arkadaşlarıyla paylaşır. Kandil'de bir yoldaşlık hukuku vardır."

'KİŞİSEL İSTEĞİ OLMADI'
Abdullah Öcalan'ın KCK tutuklamalarının haksız olduğunu ifade ettiğini söyleyen Ahmet Türk, Öcalan'ın kişisel durumuyla ya da sağlığıyla ilgili bir şey söylemediğini aktardı.
Türk, İmralı görüşmesini anlattı - Siyaset

'AİHM yerine tazminat' yasalaştı - Siyaset

AİHM'e yapılan başvuruları azaltmak için hazırlanan tasarı Meclis'te kabul edilerek yasalaştı. Yeni yasa oluşturulacak 5 kişilik bir komisyonla, AİHM'e yapılmış bazı başvuruların tazminat ödenerek çözülmesini öngörüyor.


TBMM Genel Kurulu'nda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılan bazı başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözümüne ilişkin esas ve usulleri belirleyen kanun tasarısı kabul edilerek yasalaştı.

Kanuna göre, düzenleme, ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı, mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla AİHM'e yapılmış başvuruları kapsayacak.

İdari nitelikteki soruşturmalardan kaynaklanan başvurular hakkında bu tasarının hükümleri uygulanmayacak.

5 KİŞİLİK KOMİSYON
Yapılacak müracaatlar hakkında karar vermek üzere, Adalet Bakanı tarafından hakim ve savcılar arasından atanacak 4 kişi ile Maliye Bakanı tarafından atanacak bir kişiden oluşan 5 kişilik bir komisyon kurulacak.

Komisyona müracaat, AİHM'e başvuru tarihini ve numarasını gösteren resmi kayıt kabul mektubu, başvuru formu ve diğer bilgi ve belgelerle müracaat edenin kimlik bilgilerini içeren imzalı bir dilekçeyle yapılacak. Başvurular, bu tasarı kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde yapılabilecek.

DAMGA VERGİSİ VE HARÇ YOK
Müracaatın, cumhuriyet başsavcılıkları aracılığıyla da yapılması mümkün olacak. Müracaatlara ilişkin düzenlenecek kağıtlar damga vergisinden, yapılacak işlemler de harçlardan müstesna olacak.

MÜRACAATIN REDDEDİLMESİ
Komisyon, müracaat konusu başvurunun, AİHM tarafından öngörülen iç hukuk yollarının tüketilmesi koşulu dışındaki diğer kabul edilebilirlik şartlarını taşımadığını, komisyona süresinde müracaat edilmediğini, müracaat edenin hukuki menfaati olmadığını, müracaatın belirtilen madde kapsamına girmediğini tespit ederse müracaatı reddedebilecek.

9 AYDA KARAR VERECEK
Komisyon, müracaat hakkında 9 ay içinde kararını verecek. Komisyon kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz edilebilecek. Ödenmesine karar verilen tazminat, kararının kesinleşmesinden itibaren 3 ay içinde Maliye Bakanlığı tarafından ödenecek.

Düzenleme, 23 Eylül 2012 tarihi itibarıyla AİHM nezdinde kaydedilmiş başvurular hakkında uygulanacak. Bu süre Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu'nca uzatılabilecek.

ERGİN: VATANDAŞLA BARIŞMANIN YOLU
Tasarının görüşülmesi sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yasalaşan tasarıyla ilgili bilgi verdi.

Yapılan işin bir yargılama faaliyeti olmadığını belirten Ergin, ''Yaptığımız iş Ankara'da kendi vatandaşımızla barışmanın yoludur. Vatandaşımız Strasbourg'da hak arama zahmetine girmeyecektir. Vatandaşın mağduriyetleri komisyon marifetiyle daha hızlı ve ucuz karşılanacaktır'' ifadesini kullandı.
'AİHM yerine tazminat' yasalaştı - Siyaset

Bağlantılar